HATİPOĞLU: PROVOKASYONCU GRUPLAR AMAÇLARINA ULAŞAMAYACAK
AK Parti Yenişehir İlçe Başkanı Fikret Hatipoğlu, Kirazlıyayla Köyü’ndeki maden yatırımıyla ilgili bir açıklama yaptı. Meyra Madencilik tarafından gerçekleştirilecek yatırıma karşı çıkan gruplara tepki gösteren AK Parti İlçe Başkanı Hatipoğlu, “Maden yatırımına yönelik iddiaların arkasında başka niyetler, yatırımları engelleme, kendi çıkarları doğrultusundan reklam yapma ve bütün bunları yaparken insanlara korku salarak ve kışkırtarak emellerine ulaşmak olduğunu gördük. Biz inanıyoruz ki devletini seven ve onun gelişmesi için her zaman dua eden bu halk, gereken cevabı verecektir” dedi.
Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği şu zor zamanlarda milletçe ayakta kalmaya çalışırken muhalefet her zamanki provokasyonlarını sürdürmeye devam ediyor. CHP’li meclis üyesi Şafak Erdem ülkenin en önemli ve kendi doğal kaynağı olan, yarım asırdan beri işletilen, birçok insanın işi aşı olmuş maden üzerinden halkı kışkırtarak Milletvekili olma sevdasını gerçekleştirmeye çalışıyor.
Gözünü nasıl hırs bürümüşse, etrafa yaydığı ve yalan olduğu bir bir ortaya çıkan propagandaları, iddialarını kanıtlamak için hocaları ile birlikte sürekli müzakereye davet edildiği halde kaçak dövüşmüştür. Ağzına doladığı zehirli sloganlarla memleketin yatırım ve kazançlarını engellemeye çalışmaktadır. Bu zihniyet ne Yenişehir’in ne de ülkemizin kalkınma mücadelesine ve refaha ermesine engel olamayacaklardır.
Ortaya koydukları o denli kirli ve sakat bir siyasettir ki vatanını, milletini seven ve devletine saygısı sonsuz olan köylüyü bile bölerek birbirine düşürmüş, kin ve nefret tohumları ekmiştir. Yakın zamanda yaşanan, tahrik ve kışkırtmalarla devletle halkı karşı karşıya getiren tatsız olayların bütün sorumlusu Şafak Erdem ve onun yandaşlarıdır. Memlekete yapılan her yatırımı ve çalışmayı hükümet düşmanlığı üzerinden okuyup devlet düşmanlığına varan kışkırtmalarla kin ve nefret duyguları ekmeye çalışmaktadır. En son yaşanan tatsız olaylarda köyden şafak erdemin örgütlediği kişi ve gruplar ellerinde sopalarla çalışanları dövmek istemiş, devletinin jandarmasının karşına geçmiş, kendisine katılmayan teyze ve amcaları sopalarla dövmeye kalkışmış, muhtarın evini taşlatmaya çalışmıştır. Böyle bir zihniyetin değil ağaca, hiçbir canlıya saygısı ve sevgisi yoktur. İnsanların canına kasteden, dövmeye, yaralamaya kalkan derdi ağaç değil eşkıyalıktır. Meselenin ağaç veya maden olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Ağaç onların kirli oyunlarının önündeki kalkandır. Halkımız bunu geçmişte görüp nasıl gereken cevabı verdiyse bugün de onların arkasından gitmeyerek ekmeklerine yağ sürmeyerek gereken cevabı vermelidir.
Her iddiası yalan çıktıkça yeni iddialar üreten adeta bir yalan makinesine dönüşmüş, ne dediği anlaşılmayan Şafak Erdem devlet ve bu şehir için güvenlik tehlikesi oluşturmaktadır.
Her eylemine çağırdığında koşarak gelen Orhan Sarıbal ise bu provokasyonda kendine düşen payı alma çabasındadır.
Sürdürdükleri provokasyon ve kışkırtmalarla, yaşanan hadiselerle devlete halkın sağlığını düşünmediği suçlamalarını yöneltirken ve bizi yukarıya çıkartmıyorlar diye engellendiklerini iddia ederken Orhan Sarıbal ve Şafak Erdem’in bir yalanı daha görüntülerle ortaya çıktı. Asıl halkın sağlığını hiçe sayarak gözü dönmüş bir şekilde köylüyü yaşlı genç demeden sokağa döken, telefonlarla direktif verip ardından köye çıkamadıklarını iddia edip köyün meydanında ölümlü koronavirüs salgınını hiçe sayarak vatandaşı sıfır mesafede toplayarak, devlete ve hükümete saldıran konuşmalarına devam edip ardından da devlet yetkililiklerine iftiralarda bulunmuşlardır.
Mensubu oldukları partinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk, Türk madenciliğinin gelişmesine, madencilikle ülkenin kalkınmasına o denli önem vermiştir ki, halkın ekonomisine kazandırılması için Maden Tetkik Arama ve Etibank’ı kurmuştur. Ülkenin kendi doğal kaynaklarıyla milli bir ekonomiyle refaha ereceğini çok iyi gören Mustafa Kemal Atatürk bugün yaşasaydı, bunların gözünde hain olurdu. Atatürk şimdi emanet ettiği bu partinin nasıl milli kaynakların değerlendirilmesine düşman kesildiğini görse kim bilir neler söylerdi. Kurucu liderlerinin vizyonu, partilerinin kuruluş ruhunu bu zamana kadar anlamamış ve idrak edememiş bu kirli zihinler ömürlerini millete hizmet etmek değil sadece slogan atmakla geçireceklerdir.
Türkiye bu öldürücü salgınla mücadele ederken diğer yandan da çocukların karnı doysun, insanlar işlerinden olmasın, işyerleri batmasın diye büyük bir ekonomik mücadele vermektedir. Bu mücadelede mücbir sebepler olan sektörler arasında yer alan madenler de çalışmaya devam etmek zorundadır. Şafak Erdem ve yandaşlarının provokasyonları olmasaydı bu hafta 80 kişi Kirazlıyayla’daki tesis inşaatının yapımında çalışmaya başlayacaktı. Oradaki diğer hizmet alımları gıda başta olmak üzere birçok tedarik de sağlanacaktı. İşçi olarak çalışacak bu insanların çoğunun kiralarını ödeyemediği ve çocuklarının ihtiyaçlarını alamadıklarını biliyoruz. Bu iş onlar için adeta bir yaşam meselesiydi. Her daim işçinin yanında olduğunu yalanlarını atıp, ellerinden ekmeklerini alıp işçilerinin duyguları sömürerek siyaset ve reklam yapan bu zihniyete, bu işçilerin hakları helal olmayacaktır. Evine ekmek götüremeyecek bu insanlar daha başlamadan bu provokasyoncu ekip yüzünden işsiz bırakılmıştır. Evlerinde aç kalan her çocuğun vebali Şafak Erdem ve provokasyoncular yüzündendir.
Ortaya konulan iddiaların hiçbir doğruluğu olmadığını kamu kurum ve kuruluşlardan bilgi ve sunumlardan çok iyi biliyoruz. Biz de bu süreçte adeta kılı kırk yararak iddiaların ne denli doğru olup olmadığını bilimsel bilgiler ışığında öğrendik. Ve bütün bunların sonucunda iddiaların arkasında başka niyetler, yatırımları engelleme, kendi çıkarları doğrultusundan reklam yapma ve bütün bunları yaparken insanlara korku salarak ve kışkırtarak emellerine ulaşmak olduğunu gördük. Biz inanıyoruz ki devletini seven ve onun gelişmesi için her zaman dua eden bu halk, gereken cevabı verecektir. Bu halk kimin neyi hangi niyetle yapmaya çalıştığını görmektedir. Biz de milletimizin ve devletimizin daima yanında, Ülkemizin geleceği için, çocuklarımızın yarınları için, taş üstüne taş koyan her kim varsa desteklemeye, işlerin doğru yapılıp yapılmadığını takip etmeye, yanlışlar varsa düzelterek yola devam etmeye kararlıyız.
Bu memleket bu güzel insanlar güzel yaşamayı hak ediyor ve bizler daima bunun için çalışacağız.