MEYRA MADEN SÖZCÜSÜ DR. ZENGİN: YAPTIĞIMIZ İŞTEN EMİNİZ, KENDİMİZE VE HALKIMIZA GÜVENİYORUZ
MEYRA MADEN SÖZCÜSÜ DR. ZENGİN, İDDİALARA CANLI YAYINDA YANIT VERDİ
Yenişehir Kirazlıyayla kırsal mahallesinde yatırım girişimlerini sürdüren Meyra Madencilik Sözcüsü Maden Yüksek Mühendisi Dr. Mustafa Zengin, LİNE TV’nin Güncel adlı programına konuk oldu. Canlı yayında tartışmalı konulardaki soruları yanıtlayan Dr. Zengin, “Yöre halkının topraklarına, evlerine, yaşam alanlarına dokunmayacağız, aksine korumaya çalışacağız. Yaptığımız işten eminiz, kendimize ve halkımıza güveniyoruz” dedi.
30 yıldır madencilik sektörünün tüm aşamalarının içinde yer aldığını, çok sevdiği madenciliğin ülkeye çok şey kattığına inandığını belirten Dr. Zengin, yatırımlar için gerekli izinlerin devletin kurumları tarafından verildiğini söyledi. Bir yatırım için toplam 18 ayrı devlet kurumundan görüş ve onay alındığının altını çizen Dr. Zengin, “Devlet bizi denetliyor, yasal süreçler neyi gerektiriyorsa, o uygulanıyor. 18 ayrı kurumdan görüş alınıyor bu tesis için. Aksi halde yaptırımlar var. Devlet denetiminden geçiyoruz, çok ağır yaptırımlar var, kanunun emrettiği tüm konuları yerine getirmeye çalışıyoruz. Kanun ne emrediyorsa, tüm çabayı göstereceğiz. Verilen kararlar doğrultusunda işlemlerimizi sürdürüyoruz” dedi.
“İDDİALAR ABARTILARLA DOLU”
Tesiste kullanılacak su miktarının günlük 25 ton olacağının öngörüldüğünü vurgulayan Dr. Zengin, yıllık 182 milyon ton su kullanılacağı iddiasının gerçekdışı olduğunu anlattı. Dr. Zengin, İznik Gölü kenarında açılacak kuyudan sağlanacak suyun tesise taşınacağını ifade etti.
“ASİT YAĞMURU İDDİASI DA HAYAL ÜRÜNÜ”
Tesis bölgesinde asit buharlaşmasının söz konusu olmağına dikkat çeken Dr. Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz aslında asidi ayırıyoruz topraktan. Asidi, sülfürlü ürünü alıp konsantre haline getiriyoruz. Zaten toprakta asit bırakmıyoruz. Buharlaşma ihtimali yok. Atık barajını oluştururken, 30 santimetre genişliğinde taşlar döşüyor, geçirimsiz bir kil tabakasıyla kapatıyoruz. Tekrar taş koyup tekrar geçirimsiz bir kil tabaka oluşturuyoruz. Silindirlerle eziyoruz. Ardından 200-300 yıl ömrü olan bir malzeme ile kaplıyoruz. Zaten kimyasal da, bu zemin bozuluncaya kadar parçalanıp etkisiz hale gelmiş olacak.”
“DIŞARIDAN MADEN GETİRMEYECEĞİZ”
Söylendiği gibi, ilçe dışından maden getirilip burada işlenmeyeceğini vurgulayan Dr. Zengin, yalnızca Kirazlıyayla’dan çıkarılan cevherin işleneceğini bildirdi. Dr. Zengin, “Yeni sondajlar yaptık. Burada kendi çıkardığımız cevherimizi işleyeceğiz. Dışarıdan maden almayacağız, yeterli madenimiz var” diye konuştu.
“SİYANÜR KULLANMAYACAĞIZ”
Tesisin işletme sürecinde siyanür kullanılacak iddiasının da gerçeği yansıtmadığını dile getiren Dr. Zengin, “Siyanür daha çok altın madenlerinde kullanılıyor. Sülfürlü madeni alıyoruz biz. Sülfürüyle birlikte alıp gönderiyoruz. Sülfür tekrar doğaya verilmiyor. Kurşun sülfür ve çinko sülfürlü malzemeyi alıp satılabilir hale getiriyoruz. Yani bizim atık depolama sahamızda sülfür bile oluşmuyor.”
“25 HEKTAR ALTI İÇİN DE ÇED GEREKLİ”
ÇED raporu almamak için 25 hektarın altında bir arazide yatırım yapılmaya çalışıldığı iddiasını da değerlendiren Dr. Zengin, “25 hektarın altında da kalsanız, ÇED alma zorunluluğunuz var. 18 kuruluştan görüş alındı, görüşler doğrultusunda işlemler sürdürüldü. O bakanlıkların yönetmeliklerine uygun çalışılıyor” dedi.
Atık barajının alt kısmı heyelan bölgesi olduğu iddiasının hatırlatılması üzerine Dr. Zengin şunları kaydetti: Barajın duvarları yıkılırsa, Yenişehir’e akacak deniyor. Yenişehir Ovası’na balçık akma tehlikesi yok. Böyle bir ihtimal bile yok. Bakanlıkların yönetmeliklerine göre yapacağız. Yeni bir teknolojiyi ilk kez kullanacağız. Bize özgü bir en son teknolojiyi kullanacağız.”
“TÜM ÖNLEMLERİMİZİ ALDIK”
“Vicdanen rahat mısınız?” sorusuna, “Evet, vicdanen rahatım” diye yanıt veren Dr. Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülke bizim, çocuklarımız yaşayacak. Çocuklarıma iyi bir hayat bırakmak istiyorum. Siz istemez misiniz? Ben babama, ‘Baba, bu ülke için ne yaptın?’ diye sordum. Çocuğum da bana sorunca, ‘Ben bu ülke için çabaladım, sana gelecek hazırladım, halen devam ediyorum, daha güzel bir gelecek bırakmak için devam edeceğim’ dedim. Evinizin kirlenmesini ister misiniz, kirli bir doğa bırakmak ister misiniz çocuğunuza… Teknik olarak ne gerekiyorsa, tüm önlemleri alacağız. Steril bir ortam yaratacağız. Tarım arazilerindeki o yiyecekleri ben de yiyeceğim. Asla böyle bir şey olmaz. Tüm önlemlerimizi aldık.”
“TESİSTE YÖRE İNSANI ÇALIŞACAK”
Yatırımın istihdama katkılarına işaret eden Dr. Zengin, tesiste en başta yöre insanı için iş imkanı yaratılacağını söyledi. Dr. Zengin şöyle konuştu: “O yörenin insanları çalıştıracağız. 80 işçi alacağız. Ailesiyle birlikte 400 kişi eder. Marketten alışveriş yapacak, nakliye işin içine girecek. Bin-bin 500 kişilik bir dinamik oluşturacağız. Bu tesise alınacak yedek parçalar, oluşacak yeni talepler, yeni arzlar, insanları harekete geçirecek. Biz yöreye katma değer getirmeye çalışıyoruz. Biz de insanız. Biz de Anadolu’nun insanıyız. Madenciliğin var olduğu yerde hayat var. Isparta Keçiborlu’nun nüfusu 50 bindi. Rezerv bitip madencilik faaliyetleri sona erince, nüfus 3-4 bine düştü. Madencilik, inanılmaz derecede bir hareket getiriyor.
Maden rezervine göre 10 yıl Yenişehir’de kalacağız.”
“TÜRKİYE MADEN ZENGİNİ”
Dünyada ender bulunan madenlerin Türkiye’de çok bulunduğuna işaret eden Dr. Zengin, “O yüzden Türkiye çok kıymetli. Tektonik hareketlerin olduğu bölgede olduğu için maden açısından çok zengin. Ülkemizin gelişebilmesi için madenciliğe ihtiyacımız var. Kanada, ABD, İngiltere, Afrika, Avustralya madencilikle gelişmiştir. Maden olmadan yaşamak mümkün değil” dedi.
“KARŞIT GÖRÜŞLÜ BİLİM ADAMLARIYLA TARTIŞMAYA HAZIRIZ”
Suya, çevreye, doğaya zarar vermelerinin söz konusu olmadığının altını çizen Dr. Zengin, karşıt görüşlere sahip bilim adamlarıyla bir araya gelip konuyu enine boyuna tartışmaya hazır olduklarını kaydetti. Bu aşamada köy halkıyla da iç içe olacaklarını söyleyen Dr. Zengin sözlerini şöyle tamamladı: “Attığımız her adımın hesabını vermeye hazırız. Bu konuda başka bilim adamlarıyla bir platformda bir araya gelerek tartışmaya hazırız. Bilgi vermeye hazırız.
Vatandaşımızla, o bölgede yaşayanların topraklarına evlerine yaşam alanlarına dokunmayacağız, aksine korumaya çalışacağız. Bizim insanlarımız, kardeşlerimize, abilerimize, amcalarımıza, dedelerimize, teyzelerimize, ‘Gelin beraber çalışalım, hata yaptığımız yerde siz hata yapıyorsunuz deyin’ diyeceğiz. Kapımız herkese açık olacak. Yaptığımız işten eminiz, kendimize ve halkımıza güveniyoruz.”
