“HER ŞEYE RAĞMEN DOĞRULARI ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Meyra Madencilik Sözcüsü Maden Yüksek Mühendisi Dr. Mustafa Zengin, Kirazlıyayla’daki yatırım çalışmalarını değerlendirdi. Bugüne değin ortaya atılan iddialara bilimsel verilerle karşılık verildiğini, halkın bilgilendirilmesi için çaba gösterildiğini belirten Zengin,”Fakat, oluşmuş olan önyargıları ve kirli  bilgileri yok etmek için büyük bir çaba sarf ediyoruz” dedi.

“Şiddet, kin ve öfke neyi çözebilir?” diye soran Zengin, “Salgın kabusunun hayatın her alanında yaşandığı şu ortamda birbirimizle kavga ederek,  birbirimizi anlamayarak, birbirimizi dinlemeyerek nasıl yol alabiliriz? İnşaat işinde en az 80 kişi çalışacak. İşletme işinde de en az 80 kişi daha istihdam edilecek. Toplamda çarpan etkisi ile 550 kişi bu yerden ekmek yiyecek” diye konuştu.

Korona virüsten dolayı işinden olmuş Kirazlıyayla ve civar köylerdeki işsiz kalanları istihdam etmek üzere planlama yaptıklarını ifade eden Zengin, yapılacak işletmenin bütün ihtiyaçlarının da Yenişehir’deki marketlerden ve işyerlerinden sağlanacağını vurguladı.

Meyra Madencilik Sözcüsü Maden Yüksek Mühendisi Dr. Mustafa Zengin’in açıklaması şöyle:

“Meyra Madencilik olarak ekonomik açıdan yaşanan bu sıkıntılı günlerde ve bu zorlu süreçte  Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunmak için yolumuza  devam ediyoruz. 70 yıldır işlenen madenin devamının da kurulacak olan tesis konusunda Kirazlıyayla Köyü’ndeki bir grup vatandaşımızın korkularını ve kaygılarını anlıyoruz ve bunları gidermek konusundaki çabamıza da devam edeceğimizi belirtmek isteriz.

Ortaya atılan iddialara karşılık olarak,  bilimsel verilerle çalışan firmamız uzmanlarca  ve profesyonellerce ortaya konulan  analizleri halkımızın bilgisine sunmaktan hiçbir zaman çekinmedi ve bu tavrı en baştan beri sergiledi.

Bunun dışında yine köy halkımızın içinde bulunduğu kaygıları gidermek amacıyla yaptığımız çalışmaları kısaca hatırlatmak isteriz.

Her şeyden önce köylünün toprağı ile olan bağını, yaşam alanlarını, yaşam konforlarındaki değişikliğe duydukları bilinmezlik ve korkuları çok iyi anladığımızı ifade etmek istiyorum.

İnsan elbette ki bilmediğinin düşmanıdır. Fakat devletimizin bu bilinmezliklere karşı cevap niteliğinde bir çalışma sürdürdüğü de resmi belgeler ve süreçlerle ortadadır. Yıllarca süren toprak analizleri, risk analizleri, tesisin orada olup olmayacağına ilişkin çalışmalar, halkın konforunu kaybedip kaybetmeyeceğine dair veri çalışmaları bütün süreçlerden sadece birkaçını oluşturmaktadır.

Aynı zamanda halkın yaşam konforunun değişikliğe uğraması yönündeki yapmış olduğu analizler aynı zamanda bizden devletimizin istemiş olduğu talepler, revizeler bu sistemleri ve teknolojileri kullanma yönündeki kuralları, elbette bu işi çok daha düzgün bir hale getirmiştir. Türkiye Cumhuriyetinde madencilik faaliyetleri artık eskisinden çok daha büyük bir yol almıştır. Bugün bütün teknolojiler çevre dostu ve çevreye entegredir. Kaldı ki devlet vatandaşının yaşamına kast edecek bir işletmenin çalışmasına asla izin vermez.

Bizim kuracağımız tesisin ülkemizde birçok benzeri vardır ve bunlardan birkaçı yaşam alanlarının hemen hemen içindedir. Hatta kuracağımız tesisin 3- 4 katı büyüklüğünde devam eden tesisler insanların yaşam alanına hiçbir zaman zarar vermeden, aksine istihdam açısından, kalkınma açısından ilerlemeler kaydederek işlerine devam etmektedirler.

Aynı durumun, aynı işleyişin bizim tesisimiz için de geçerli olacağını her defasında  elimizden geldiği kadar anlatmaya çalıştık. Fakat maalesef oluşmuş olan önyargılar, kirli  bilgileri yok etmek için büyük bir çaba sarf ediyoruz.

Öncelikle halkımızı, köylümüzü doğru bilgilendirmek, onlarla birlikte yürümek için ciddi bir enerji sarf ettik. İlk önce tarafımıza iletilen kaygılarını, yanlış bildikleri gerçekleri, başlıklar haline getirerek  teknik anlamda  halkımızı  bilgilendirecek  bir  kitapçık çalışması hazırladık. Bu kitapçıkta bütün sorularının cevaplarına yer verdik.

Bunun akabinde halkın kaygısını göz önünde bulunduran devletimiz Kaymakamlık aracılığı ile bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Birçok uzman ve profesörün yer aldığı bu toplantıda bütün sorulara cevaplar verildi. Fakat bu konunun gerçeğini öğrenmek isteyenler,  bilgi sahibi olmak isteyenler, sorularını sormak isteyenler maalesef bazı gruplar tarafından baskı altına alındılar ve o bilgilendirme toplantısına gelemediler.

Kafalarında bu kadar soru varken, bu kadar çok iddia varken bu işin diğer yüzünü öğrenmeye çalışmamak gerçekten çok tuhaf bir yaklaşım.  Buna bir anlam veremiyoruz maalesef.

Hele son yaşanan üzücü olaylar keşke hiç yaşanmasaydı. Tek derdi ailesine ekmek götürmek olan mühendislerimiz zor durumda kaldılar. Bu köyün içerisindeki iç ve dış unsurlar tarafından tahrik edilen insanlarımız tarafından mühendislerimize sopalarla vurulmaya çalışılması, onlara küfürler savrulmasını şaşkınlık içerisinde ve derinden üzülerek gördük.  Aynı zamanda hem muhtara karşı ve hem de maden konusunda anlatılanları anlamaya çalışanlara karşı da bu şekilde sert müdahale edilmesine çok üzüldük.

İnsanların böyle küçük bir yerde birbirlerini dinlemelerini çok arzulardık. Böyle şiddet kullanarak bu denli öfkeli davranarak neyi amaçladıklarını ya da nereye varmayı hedeflediklerini gerçekten bilmek istiyoruz. Hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde verilmiş olan kararlar karşısında elimizde sopalarla devlete ve verilen kararlara karşı gelirsek, mühendisleri döversek bu karardan vazgeçerler diye mi düşünüyorlar acaba?

“Şiddet, kin ve öfke neyi çözebilir?”

Şiddet ile her şeyi çözeriz diye mi diye düşünüyor acaba bu grup?  Ancak unutmamak gerekir ki, köylümüzü kışkırtan bu gruba rağmen, madenin çalışmasını isteyen, gerçekleri öğrenmeye hevesli, bize bunları anlatın diyen birçok insanı kendimize kılavuz edindik. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Baskı altında olan diğer insanlar için de gerçekten çok üzgünüz. Bu noktaya keşke gelinmeseydi. Biz tekrar bu gruba da kendi köylerine değer vermelerini şiddetle bir yere gelemeyeceklerini bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Kaymakamlık toplantısından sonra Bakanlıklara gidip ayrıntılı bilgi alma talebi bize iletildi. Konu AK Parti İlçe Teşkilatı’na iletildi ve tüm randevular alındı. Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda tüm sorulara cevap alabilecekleri bir ortam hazırlandı. Sorularını sorup cevaplarını aldılar ve bu süreci nasıl yürütüldüğü, bu kararlar alınırken kaç kurumdan onay alındığı anlatıldı kendilerine. Devlet tarafından bu kadar çok bilgi paylaşımında bulunulmasına rağmen kafalarına yerleşmiş olan bu önyargıların giderilememiş olmasından gerçekten büyük bir üzüntü duyuyoruz.

“550 kişi evine ekmek götürecek tesisin bütün ihtiyaçları yakın köylerden ve Yenişehir’den karşılanacak”

Her gün yüzlerce insanın salgına kurban verildiği şu ortamda birbirimizle kavga ederek,  birbirimizi anlamayarak, birbirimizi dinlemeyerek nasıl yol alabiliriz?  Nasıl bu ülkeyi kalkındırabiliriz?  Bakın inşaat işinde en az 80 kişi çalışacak. İşletme işinde de en az 80 kişi daha istihdam edilecek. Toplamda çarpan etkisi ile 550 kişi bu yerden ekmek yiyecek.

“Köylüden denetim komisyonu kurulsun dedik”

Yaptığımız toplantıda bu kadar açıklamaya karşın hâlâ bir kaygı,  bir korku varsa halkta o zaman bir komisyon kurun dedik. Bu komisyon denetleme komisyonu olsun. Hatta biz bu komisyonu meşru bir komisyon haline getirelim, bizi denetlerken neyi denetleyeceklerini bilsinler, ona göre de eğitim verelim dedik. Bu kadar şeffaf bir tavır ortaya koyarken insanların hayatını nasıl zehirliyor olabiliriz?

Bunun yanında istihdam planlamamızı, korona virüsten dolayı işinden olmuş Kirazlıyayla ve civar köylerdeki işsiz kalan insanları istihdam etmeye yönelik yeniden güncellendik.

Halk Eğitim Merkezlerinde açacağımız kurslarla beraber onlara hem bir uzmanlık edindirmeyi hem de bizimle çalışmayı ekibimize kazandırmayı planladık .

“Bütün ihtiyaçlarımızı yerelden karşılayacağız”

Yapılacak işletmenin bütün giderleri Yenişehir’deki marketlerden  bir liste oluşturarak  bir planlama dahilinde alışverişlerimizi sürdüreceğiz.

‘’Sizin ekip biçtiklerinize bizimde ihtiyacımız var’’

Bizim ayakta kalmaya, ülkemizi kalkındırmaya ihtiyacımız var. Köyümüzü ortadan kaldıracaklar iddiası asla doğru değildir. Nasıl ki 70 yıldır çalışıyor maden ve sizler de ekiyor, biçiyor ve hayvanlarınızı besliyorsanız, hayatınızda hiçbir değişiklik olmayacağını sizlere temin ederiz. Kaldı ki sizin ekip biçtiklerinize bizim ihtiyacımız var.

Bunun dışında yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndaki toplantıda mezarlıklarınız ile kaygılarınız tarafımıza iletildi. Tabeladan duyduğunuz rahatsızlık, mezarlıklarınızın madene kazandırılacağı gibi iddiaların büyük kaygı uyandırdığını gördük.  Hemen harekete geçerek ilk önce tabelayı oradan söktük ve yerini değiştirdik. Arkasından 150 bin lira gibi bir ek bütçe ayrıldı. Mezarlığa hem dokunulmayacağı hem de hayvanların girip mezarlara zarar vermemesi için 150 bin lira değerinde beton ve demirden oraya duvar yapmayı hemen planladık. Ve zaman kaybetmeden harekete geçtik ama mezarlıklar için getirdiğimiz demirler köyde ki bu grup tarafından indirilmeyerek kamyon geri gönderildi.

Herkesin aklındaki sorulara, kaygılarına cevap vermek için elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Kurulacak olan bu tesis bir ilk değil, Türkiye’de  bu ve buna benzer birçok tesis  hatta kuracağımız tesisin 4 katı  büyüklüğünde çalışan, bulunduğu yere büyük katkıda bulunmuş işletmeler bunlar.

Diğer yandan, Bakanlıklara gitme talebini AK Parti İlçe Teşkilatı yerine getirdi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda tüm sorularına cevap verebilecek bir ortam hazırlandı. Bütün sorularını sorup ve cevaplarını aldılar. Bu süreçte kararların kaç kurumdan geçtiğine kendileri tanık oldular. Devlet tarafından bu denli açık ve net bilgi alınmasına rağmen halen daha kaygıların giderilememiş olmasından gerçekten büyük bir üzüntü duyuyoruz.

Olayların bu denli sert bir hal alması,  özellikle de içinden geçtiğimiz salgın döneminde, bir ay sonrasında nasıl bir ekonomik ortamda olunacağının kestiremediği bugünlerde birbirimizle kavga ederek, birbirimizi anlamayarak, birbirimizi dinlemeyerek nasıl yol alabiliriz?

“Herkesin işini kaybettiği şu ortamda başlangıç olarak 80 kişi istihdam edilip 550 kişi kazanç sağlayacak”

Bakın, inşaat işinde en az 80kişi çalışacak 80 kişi daha istihdam edilecek. Verdiğimiz kararlar içerisinde eğer bir kaygı, bir korku varsa bir komisyon kurun bu denetleme komisyonu olsun biz bunu meşru bir komisyon haline getirelim, neyi denetleyecekleri konusunda eğitim verelim.

“Korona virüsten dolayı işini kaybedenlerden uygun nitelikte olanları istihdam etmeye hazırız”

Bunun yanında bizim planlamalarımız bütün istihdamımızı korona virüsten dolayı işinden olmuş Kirazlıyayla ve civar köylerdeki bütün işsiz kalan insanları istihdam etme yönünde. Halk Eğitim Merkezi’nde açacağımız kurslarla beraber onlara hem bir uzmanlık edindirmeyi hem de ekibimize kazandırmayı planladık.

“Hem mesire alanı istediler hem de biz güzel bir alan düzenlemesi yapmak isteyince kabul etmediler”

Diğer bir kaygı ise, mesire alanının yok olacağı kaygısıydı. Bu kaygı bize iletildi. Biz o alanı bırakın yok etmeyi,  gerçek bir mesire alanı yerine çevirmek için çalışmalar başlattık. Çocukların oyun oynayacakları bir oyun alanı, köylünün oturacağı kamelyaları yapmaya karar verdik şirket olarak. Ama yine bir grup kişi istemiyoruz böyle bir çalışma deyip yine işi yarı yolda bıraktı. Hem kaygıyı dile getirip hem de bu kaygıya karşı yapacağımız her önleme karşı çıkmalarını gerçekten iyi niyetli bir davranış olarak algılayamıyoruz. Köylünün hakkını savunduklarını iddia eden bu grup, köy halkı için yapılacak her türlü desteğe de karşı çıkıyor.

Biz bütün bu yapılan zorlamalar ve baskılara rağmen bu ülke için çalışmaya, birlik ve beraberlik içerisinde olmaya ve işimizi yapmaya devam edeceğiz.

Biz bütün kalbimizle inanıyoruz ki gerçekler er ya da geç anlaşılacak ve köylü üzerlerine kurulan bu baskıya dur deyip Türkiye’miz için hep beraber üretmeye karar verecektir.